Kredi çeken kişinin, borcunu tamamen ödemeden vefat etmesi durumunda, borcun nasıl ilerleyeceği genellikle hayat sigortasının varlığına bağlı olarak değişir. Bu iki süreci ayrı ayrı inceleyelim. Bu yazıda, hayat sigortasının kredi borcunu nasıl kapsadığı, mirasçıların sorumlulukları ve borç durumunda mirası reddetme hakkı gibi detayların hukuki ve finansal boyutlarını bulabilirsin.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre, tüketicilerin açık rızası olmadan krediye bağlı sigorta yaptırılmaz. Bankalar, konut, taşıt ve ihtiyaç olmak üzere kredilerde tüketicilere hayat sigortası önerirler. Bu sigorta, hem bankaları hem de tüketicileri güvence altına alır. Eğer vefat eden kişi kredi çekerken hayat sigortası yaptırmışsa, kalan borç sigorta şirketi tarafından karşılanır. Böylece, yasal mirasçıların borcu ödeme yükümlülüğü ortadan kalkar. Ancak, hayat sigortasının kredi borcunu ödeyebilmesi için sigorta poliçesinde yazılı ölüm nedenlerine göre vefatın gerçekleşmiş olması gerekir. Örneğin, intihar durumunda hayat sigortası kapsam dışı kalabilir ve bu borcun ödenmemesine neden olur.
Kredi için hayat sigortası yaptırılması, kredi kullanan kişinin vefatı veya daimi maluliyet durumunda kredi borcunu teminat altına alır. Ancak sigorta şirketi, poliçede belirtilen şartlar ve teminatlara göre kalan kredi borcunu öder. Bu noktada, yaptırılacak olan hayat sigortasının teminatlarının dikkatlice incelenmesi ve kredi tutarına uygun bir şekilde düzenlenmesi gerekir. Ayrıca hayat sigortası ile vefat eden kişinin kredi borcu ödendikten sonra sigorta teminatı varsa kalan tutar mirasçılara kalır.
İpucu: Kredi borcunun ödenmemesi durumunda yaşanacaklarla ilgili bilgi sahibi olmak için "Kredi borcu ödenmezse ne olur, yasal takip ne zaman başlar?" başlıklı yazımıza göz at.
Yukarıda, kredi kullanan kişinin hayatını kaybetmesi durumunda, eğer hayat sigortası yaptırılmışsa kalan kredi borçlarının sigorta kapsamında karşılanacağından bahsettik. Ancak hayat sigortası yoksa, vefat eden kişinin borcu mirasçılara intikal eder.
Türk Medeni Kanunu'nun 605.maddesine göre, yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler ve 606. maddeye göre miras 3 ay için reddedilebilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha geç öğrendiklerini kanıtlamadıkları sürece mirasbırakanın öldüğünü öğrendikleri tarihten, vasiyetname ile atanmış mirasçılar içinse vasiyetnamenin kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren başlar. Mirasın reddedilmesiyle beraber kredi borçları olmak üzere vefat eden kişinin tüm mirası reddedilmiş olur. Mirasın reddedilmesi durumunda, vefat eden kişinin kredi borçları dâhil tüm borçları ve alacaklarıyla birlikte mirasın tamamı reddedilmiş olur. Böylece, mirasçıların vefat eden kişinin varlıkları üzerinde herhangi bir hakları kalmadığı gibi, mevcut borçlardan da sorumlu tutulmazlar. Bu nedenle mirasın reddi, özellikle miras bırakanın borçlarının varlıklarından fazla olduğu durumlarda mirasçıları koruyan önemli bir hukuki bir güvence.
Mirasın reddi, mirasçı tarafından sulh hukuk mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılması gerekir. Ret beyanı herhangi bir koşula bağlanamaz ve açıkça belirtilmeli. Yasal süre içinde yapılan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.
Bu sayfadaki bilgiler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Yatırım tavsiyesi olarak değerlendirilmemelidir.